Bartın Tarihi (Parthenius, Oniki Divan)
Makale: Özhan Öztürk
Bartın adının anlamı
Parthenius[1], Paphlagonia’nın batısında yer alan en önemli nehrin adı olup, kaynağını Olgassys (Ilgaz) dağından almakta olup, Antik Çağ’da Amastris’ten 90 stadia uzakta Karadeniz’e döküldüğü nokta Bithynia ile Paphlagonia arasındaki sınırı belirlemekteydi[2]. Yunanca “Bakire kız gibi, el değmemiş” anlamına gelen Parthenios tanrıça Athena’nın lakabı olup, Athena Parthenos adıyla başta Atina’da ki Akropolis olmak üzere tapınakları bulunmaktaydı. Bartın ve civarı Kaşkaların ardından MÖ 13. Yüzyılda Frig, MÖ 7. Yüzyıl başlarında Kimmer MÖ 70’ de Roma, MS 395’te Bizans, 1460’da Osmanlı egemenliğine girmiştir. Clavijo’yu Samsun’a götüren kadırga, 25 Mart 1404’de su almak için yazarın Parten olarak andığı nehirden içeri girmişse de, nehir ağzındaki yüksek kayalıkta bulunup, girişi kontrol eden kale yüzünden demi atamamıştır.[3]
Bartın Osmanlı Dönemi Tarihi
Bartın, Osmanlı Döneminde 1460-1692 yılları arasında Anadolu Beylerbeyliği’nin
Bolu Sancağına bağlandıktan sonra 1692-1811 yılları arasında voyvodalıkla yönetilmiş, 1811 tarihinden itibaren Kastamonu Vilayeti Bolu sancağına bağlanmıştır. 1890’larda Şemşettin Sami Bartın’da Çarşamba ve Amasra nahiyeleriyle birlikte 1.000 kadarı Hristiyan 22.600 kişi yaşadığını, buğday, arpa, darı tarımının yanı sıra ağaç yazı takımları, gemi halatı yapımı ile uğraşıldığını Tarla ağzı mevkiinde kömür madeni çıkarıldığını bildirmiştir. 1870’de Kastamonu Vilayet Salnamesi’nde 5.762 İslam, 3 Rum, 6 Ermeni hanesinin bulunduğu görülmekteyken, Shaw, Bartın nüfusunu 1885’de 50. 394 (49.819 İslam, 380 Rum, 195 Ermeni), 1914’de ise 65. 904 (64.396 İslam, 1.104 Rum, 401 Ermeni, 3 Yahudi) olarak vermiştir[4]. Bu dönemde Oniki Divan olarak da adlandırılan Bartın 1867’de ilçe, Cumhuriyet döneminde Zonguldak iline bağlı ilçe, 07 Eylül 1991 tarihinde ise il statüsüne kavuşmuştur. Bartın kenti 1930’lara dek geniş bir kırsal hinterlandın pazarıyken bu tarihlerde Ankara-Zonguldak demiryolunun yapılmasının ardından köylüler alışveriş için diğer kentlere kolayca ulaşabilmiş böylece Bartın’ın önemi azalmıştır. Karadeniz kıyısında bir liman ve yeraltında bir denizaltı üssü olarak 1960-1965 tarihleri arasında inşa edilen Bartın limanında[5] gemilere kereste, maden direği, kiremit ve çimento yüklenmektedir. Limanın boşaltma ve yükleme kapasitesi zamanla 300 bin tondan 2 milyon tona çıkarılmışsa da 2009 yılı itibarıyla mevcut kapasitenin ancak yüzde 50’sini değerlendirilmektedir. Bartın ilçesin nüfusu Cumhuriyet döneminde 1927’de 64.227’, 1950’de 76.757, 1970’de 84.572, 1970’de 100.465, 1980’de 128.132 olarak sayılmışsa da 1991’de Amasra, Kurucaşile ve Ulus ilçelerinin, 9 belediye ve 265 köyün bağlanıp il yapılmasının ardından nüfus 2000’de 184.178 2009’da ise 188.449 (63.234 kent, 125.215 köyler) olarak sayılmıştır.
Bartın Arkeoloji
Akgöz ve Kocareis köyleri civarında yer alan Manastırtepe tümülüs ve nekropol alanı, Karasu, Çeştepe, Fırınlı, Kayadibi, Çavuş, Deveciler ve Kayadibi köylerinde bulunan tümülüsler ile Durnuk mevkiinde bulunan 3 kaya mezarı, bölgede yerleşimin geçmişi hakkında fikir vermektedir.
Bartın Tarihi Eserler
Günümüzde 19. Yüzyılda kalma bir kilise ve 2 cami dışında kent merkezinde ayakta kalan tarihi yapı bulunmamaktadır. 1872’de Halil Bey tarafından yaptırılan dörtgen planlı Halil Camii 12×13 m boyutlarında dikdörtgen planlı, kubbesiz 45 pencereli bir yapıdır. Bartın Çarşısı’nın ortasında yer alan ve Bosna Valisi İbrahim Paşa tarafından hangi tarihte inşa ettirildiği bilinmemesine karşın üç kez yandıktan sonra 1898 -1901 tarihleri arasında tekrar inşa edilen, 1968 depreminden sonra restore edilen “Orta Camii” ise kara planlı, tek minareli ve 32 pencerelidir. Kırtepe Mahallesi’nde bulunan Aya Nikolas (Bodosaki) Kilisesi ise Bartınlı Rumlar tarafından 1868’de yaptırılmış, mübadeleden sonra kendi haline terk edilince 1936 yılında kubbesi yıkılmış, kubbe yerine tavanı düz çatı ile kapatılarak bir süre Elektrik Santralı olarak kullanıldıktan sonra, 1995-2000 yılları arasında restore edilerek Kültür Merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kentte ayrıca Hz. Muhammed’in Sancaktarı Ebu Derda Hazretlerine ait olduğu söylense de muhtemelen bu kişinin hatırasına inşa edilmiş bir türbe, 1832-1835 yılları arasında Hacı Ali Ağa 1897 yılında Dervişoğlu Ali ve Osman Kardeşler tarafından yaptırılan Taşhan ile Dervişoğlu hanları, 1747 yılında Bartın Voyvodası Çalıkoğlu tarafından yaptırılan bir hamam, 1872 yılında Çalıkoğlu İbrahim Bey tarafından yaptırılan 42×8.5 m ölçülerinde bir Kemerköprü ile ilçe sınırları içerisinde 258 tarihi ahşap konut bulunmaktadır. Osmanlı döneminde yumurta ve kereste üretilen yerleşimin hafta pazarı pazar günüydü.
Erythinoi, Çakraz
Erythinoi[6], Homeros’un İlyada destanında bahsi geçen[7] bir yerleşimin adı olup, Strabon iki kaya arasında yer alan bu mevkinin adını muhtemelen toprağının kırımızı renginden dolayı aldığını belirtirken[8], Arrian Periplus’unda Erithini’yi Amastris’in 90 stadia doğusunda ve Kromna’ya 60 stadia mesafede konumlandırmıştır. Amasra’nın 9 km kadar doğusunda yer alan Çakraz burnu veya Bıjışkyan’ın andığı[9] isimle Delikli Şile kimi araştırmacılarca Erythinoi ile özdeşleştirilmiş, 19. Yüzyıl sonlarında Hirschfeld antik kent kalıntısı olabilecek bazı mermer parçaların varlığını bildirmiştir[10]. Çakraz, antik Erythinoi olsa bile bölgenin Türkmen egemenliğine geçtikten sonra Anadolu’dan gelip yerleşen aileler[11] tarafından takıldığı bellidir. Türkmenler ve Erytinoi’nin yerli halkı ne oranda karışmıştır bilinmez ama 19. Yüzyıldan itibaren bölgeye Trabzon, Sürmene ve Hopa gibi Doğu Karadeniz göçmenleri, Çerkez ve Kırım Tatarı olması muhtemel aileler yerleşerek bugünkü nüfus yapısını oluşturmuştur.
Çakraz birkaç köyün yer aldığı bir bölgenin adı olup, güneyinde Mevren bölgesi, batısında Makaracı köyü, doğusunda Kalaycı köyü (Avara) yer almaktadır. Sahil kısmı Yalı olarak adlandırılırken Çakraz bölgesindeki köyler Çakrazova (Ova köy), Çakrazboz (Boz köy), Çakrazhatipler (Hatipköy) ve merkez mahalle olan Çakrazşeyhler’dir (Şeyhler).
Sesamos
Sesamos[12], Amasra yakınlarında Karadeniz’e dökülen bir nehir ve nehirden adını
alan antik kentin adıdır. Herakleia tiranı Dionysos’un eski karısı Amastris, Sesamos, Kytoron, Kromna ve Tius kentlerini birleştirerek Amasra adlı kenti kumuşsa da sonuncusu bu birlikte ayrılmıştır[13]. Kendi otonom sikkelerini basan Sesamos, Amastris’in akropolisi konumundadır. Amastris kentinin kurulmasından sonra Sesamos nehrinin adı Amastris nehri olarak değiştirilmiştir[14].
Sesamos Sikkeleri
MÖ 300 tarihi öncesinde basılmış gümüş ve bronz sikkelerin ön yüzünde erken dönemde Zeus son dönemlerde Apollo portresi arka yüzde kent adı ΣΗΣΑΜ ve Demeter tasviri yer almaktadır.
Kromna, Kurucaşile
Kromna[15], Kytorus’un 90 Erythini’nin 60 stadia doğusunda bulunan antik bir kentin adı olup, Sesamos ve Kyotoro kentleriyle birlikte Amastris kentini oluşturmuştur. İlyada destanında[16] Paphlagonia sahilinde bir mevki adı olarak geçmesi yerleşimin tarihinin oldukça eskiye dayandığını göstermektedir.
Kendi otonom sikkelerini basan kentin İlkçağ’dan beri bugünkü adıyla Kurucaşile’nin 9 km doğusunda denize uzanan
yarımda üzerinde kurulduğu sanılmaktadır. Antik Kromna kentinin merkezi olan Tekkeönü (Hisar) köyünde tarihi yerleşime ait kale, mahzen, kuyular hala görülebilir durumdadır. Bölge halkı balıkçılık ve tekne yapımcılığı mesleğini Antik Çağ’dan günümüze değin kesintisiz sürdürmüştür ki MÖ 4. yüzyıldan kalan Kromna sikkelerinde yunus balığının bulunması Sinope etkisinin yanı sıra balıkçılığın varlığını da işaret etmektedir. Bizans döneminde önemini yitiren kent 1308-35 tarihleri arasında Moğollar tarafından yakılıp yıkılınca terk edilmiştir. 1 Eylül 1957 tarihine dek Bartın iline bağlı bir nahiye iken bu tarihte 4 mahalle ve 28 köyüyle birlikte Zonguldak’a bağlı ilçe, 1991 yılında Bartın’ın il olmasının ardından Bartın’a bağlı bir ilçe olmuştur. 1940’lu yıllardan itibaren ormanlık alanların azalmasıyla birlikte gemi yapım tekniklerinin değişmesini ve ilçe merkezi, Kapısuyu ile Hisar köyünde bulunan ahşap tekne imalathanelerinin kapasitelerinin düşmesine sebep olmuştur. Kurucaşile ilçesine 1 belediye (Kurucaşile), 5 mahalle (Kargacak, Liman, Merkez, Ömerler, Şile) ve 28 köy bağlı olup, 2009 nüfus sayımına göre ilçenin nüfusu 7.672 (1.733 kent, 5.939 köyler), Kurucaşile belediyesinin ise 1.733’dür.
Kromna Sikkeleri
MÖ 300 öncesinde basılan iki tip sikke bulunmaktadır. İlkinin ön yüzünde Zeus portresi arka yüzünde kent adı ΚΡΩΜΝΑ yazısı, stephanos giymiş Tykhe ve Hera ile çeşitli semboller yer almakta, gümüş olan diğerinde ise ön yüzde Tykhe portresi arka yüzde kent adı ΚΡΩΜ yazısı, amfora ve üzüm tasvirleri yer almaktadır.
Drahna, Ulus
Modern Ulus[17] ilçesi Uluçay, Eldeş Çayı, Çerçi Çayı ve Alpu çaylarının birleştiği
vadi üzerinde muhtemelen Türkmen yerleşiminin ardından Bizans ve önceki dönem yerleşim yeri Drahna’nın yerine kurulmuştur. Drahna’nın[18] kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte Yukarıdere Merkez Mahalle civarında 1970’lerde Hitit döneminden kalmış olması muhtemel 2 aslan heykeli bulunmuş olup[19] ayrıca Mirzaşah Mahallesi, Karahasan köyü ve Abdipaşa Kırktepeler mevkiinde yeralan höyükler bölgede yerleşimin geçmişi hakkında fikir vermektedir.
Köklü köyünde toprağın 1 m kadar altında bulunan yönü kıbleye bakmayan mezarlar ile bunlardan çıkan üzeri Latince yazılı mezar taşları, Aşağıçamlı köyü civarında temel izleri mevcut manastır kalıntısı, Yukarıdere köyünde Temekler mevkiinde bir zamanlar kale olduğuna inanılan ve etrafı kerpiç kalıntılarıyla dolu bir kayalığın yanı sıra Köklü köyü civarında Kilise Doruğu, Kozanlı köyü Ahmet Çelebi Mahallesi’nde Kral Kayası, Alıçlı köyünün eski adı İlvana[20] gibi mevki adları da İslam öncesi yerleşimlerin varlığını onaylamaktadır.
İslamlaşmış olmaları kuvvetle muhtemel yerlilerin yanı sıra muhtemelen Candaroğulları döneminde, Bozoklar kabilesinden Ağa, Kayacılar, Todurga, Yamşanlı, Şeyhler Reyhanlu kabilesinden Sarıcalar’ın yanı sıra Beğmiş adlı Türkmen ve Ulus adlı erkâd taifesinden göçebe topluluklar bölgeye yerleşmiştir[21]. Ulusta -tahmini 1310 civarında- inşa edilen ilk cami tamamı ahşap olan Hasan Dede Cami olup, Cuma namazının ardından hemen yanı başında Pazar kurulmaktaydı. Candaroğulları döneminde, eski Drahna Pazarı’nın yerine Cumapazarı kurulmuş ve modern Ulus ilçesi Hasan Dede cami çevresinde gelişmiş olmalıdır. Zamanla Drahna’da bugünkü Kozanlı’da Drahna cami, Ağaköyü’nde Gürgen cami ve Güneyören’de Şıh Eyip cami de inşa edilecektir. Uluslu İbrahim Hamdi Efendi (1680-1782) 1729’da Ulus halkının keten ekip işlediğini, cuma günleri pazar yerine tereyağı, keten bezi ve keten ipliği getirip sattıklarını bildirmiştir[22].
Osmanlı döneminde küçük bir yerleşim olarak varlığını sürdüren kent 8 Ağustos 1944 tarihinde ilçe statüsü kazanarak Zonguldak iline bağlanmış, 28 Ağustos 1991 tarihinde Bartın ilçesi il statüsü kazanınca yeni kurulan ilin ilçelerinden birisi olmuştur. 1960’larda yandığı için günümüze ulaşmayan tamamı meşe ağacından imal bölgenin en eski camisi ve toplu mezarlık Drahna Pazarı adı verilen ilçe merkezinde bulunmaktadır. Köklü köyü Dutlu mahallesinde ise geçmişte yağmur duası edilen, kurbanlar kesilip, fakirlere yemek dağıtılan, yerli halkın Esedede adını verdiği etrafına ahşap bir baraka inşa edilmiş bir mezar yeri bulunmaktadır. İlçede bulunan 12 tarihi ahşap konaktan birisi olan Kocagöz Konağı il Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nce restore edildikten sonra Etnografya Müzesi ve El Sanatları İşleme Merkezi olarak hizmete açılmak üzere Ulus Kaymakamlığı’na devredilmiştir.
Ulus ilçesine 3 belediye (Abdipaşa, Kumluca, Ulus), 13 mahalle ve 70 köy bağlı olup, 2009 nüfus sayımına göre ilçe nüfusu 24.315 (3.356 kent, 20.959 köyler), Ulus belediyesinin ise 3.356’dır.
Kocanaz, Ahmetler, Kozcağız
Adını Parthenios Irmağı’na karışan eski adı “Kocanaz” olan Kozcağız Çayı’ndan alan yerleşimin bir önceki adı Ahmetler olup, Bartın’dan 18, Amasra’dan 35 km uzaklıktadır. Yerel kuruluş söylencelerinde kentte bulunan tarihi değirmenle ilişkilendirilen Rumlar ve İslam öncesi döneme atıf yapılmasına karşın[23] kent geçmişine dair tarihi ve arkeolojik kanıt bulunmamaktadır. Günümüzde Ulus ilçesine bağlı Zafer köyünün eski adı Kocanaz olup[24], 1856 yılı devlet salnâmesinde Keçinos, Geçanoz veya Gecenoz adıyla, Viranşehir sancağına bağlı 21 kazadan birisi olarak geçmektedir[25].
Arıt
Arıt, 1940’lı yıllarda nahiye statüsü kazanmış olup, zaman zaman yaşlılarca Arıt
Divanı olarak –Osmanlı dönemindeki tımar statüsünü yansıtan- adlandırılmasından hareketle 1460’da Osmanlı idari yapısı içerisinde yer aldığı anlaşılmaktadır. Arıt ile Ulus arasında kalan bölgede “Uzun Çarşı” adlı bölgede yer alan Roma dönemine ait olduğu sanılan kalıntılardan yerleşimin İslam öncesi devirlere dayandığı düşünülmektedir. Arıt[26]kelimesinin Çakraz’ın eski adı olması muhtemel, Yunanca “kızıl” anlamına gelen Erythinoi’nin bozuk formu olması ve kırmızı renkli toprağına atfen konulması muhtemeldir. Arıt Dağı, arkeolojik sit alanı statüsünde olup, Arıt Kaya Odaları ve 13. yüzyıla tarihlenen su sarnıcına ev sahipliği yapmaktadır. Günümüzde Bartın merkez ilçeye bağlı belediyelerden birisi olan Arıt belediyesinin 2009 yılı nüfusu 2.027’dir.
Günye, Hasankadı
Günye[27] ya da yeni adıyla Hasankadı beldesi Bartın merkez ilçeye 45 km uzaklıktadır. İslam öncesi bir yerleşim olmasına yavaş gelişerek karşın ancak 1999 yılında belde statüsü kazanmış olup, Merkez, Şabankadı, Tüloğlu, Gerişli mahallelerinden oluşmaktadır. Bölgede tespit edilen yegâne tarihi yapılar eski su değirmenleri olup, bunlardan sadece Şabankadı Mahallesi’ndeki çalışmaktadır. Günye toponimi tıpkı Apsarus’un diğer adı Gonio gibi Yunanca “açı” anlamına gelen ve daha çok birbiriyle dik açı yapacak şekilde yan yana bulunan iki tepe arasındaki mevkilere verilen Gonies (Γωνιές) toponimi ile ilişkili olmalıdır.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Notlar
[1] Yunanca Παρθένιος . Bartın deresi, Ordu çayı ile Kocanaz çayının birleşmesiyle meydana gelmektedir.
[2] Homeros, İlyada II.554; Ksenophon, Anabasis 5.6.9; Herodot II.104; Hesiod Thegony 344; Ptol. V.1.7
[3] Clavijo, 1859: 57
[4] Yurt Ansiklopedisi, 1983: 10, 7727
[5] 8 Milyon ABD dolarına mal olan liman, STFA İnşaat A.Ş. tarafından Amerikan “Abrain Wibson and Associates” müşavirliğinde inşa edilmiştir.
[6] Yunanca Ἐρυθῖνοι
[7] “…ἀμφί τε Παρθένιον ποταμὸν κλυτὰ δώματ᾽ ἔναιον Κρῶμνάν τ᾽ Αἰγιαλόν τε καὶ ὑψηλοὺς Ἐρυθίνους”. (Homeros, İlyada II.855)
[8] Strabon, Geographika XII, III, 10
[9] Bıjışkyan, 1998: 59
[10] Hirschfeld, 1883: 275-280
[11] Sivas’ın Yıldızeli ilçesi ve Tokat’ın Reşadiye ilçesine bağlı Çakraz isimli köyler bulunmaktadır.
[12] Yunanca Σησαμός
[13] Strabon, Geographika XII. 3. 10
[14] Anonym. Peripl. P. E. 5; Marcian, 71
[15] Yunanca Κρῶμνα
[16] Homeros, İlyada II.855
[17] Ulus, bölgeye yerleşen göçebe bir kabilenin adıdır: “Göçer evli göçebe Erkâd Tâifesinden oluşan cemâat” (Türkay, 2001: 142)
[18] Drahna’nın Trahnos’un bozuk formu olduğunu sanıyorum. Τραχίς, Τραχίν, Τραχίνιος, Τραχωνῖτις formlarında antik Yunanistan’da toponim olarak kullanılmıştır. Yunanca trahon (Τράχων) “kayalık alan” Trahonite (Τραχωνῖται) ise “kayalık alanlarda yaşayanlar” anlamına gelmektedir. (Strabon IV.1.5; Flavius Josephus, Yahudi Savaşları III.10.10)
[19] Heykeller, Ulus orman işletmesinin önünde açık havada sergilenmektedir.
[20] Livana’nın bozuk formu olmalı. Etimolojisi için Bkz. Artvin Livane
[21] Türkay, 2001: 58, 142, 156, 427, 553, 598, 617, 650
[22] Çelebi, 2005
[23] Kozcağız’da bulunan tarihi değirmenin sahibinin bir öğüttüklerini Bartın’a götürüp satan bir Rum ağası olduğuna inanılmakta olup, ağanın kızının hastalandığında, kızının derdine çare bulunamayınca annesinin değirmende yüksek sesle “kızcağız” diye ağladığına, kent adının bu suretle yayıldığına dair bir söylence bulunmaktadır. Halk etimolojisine dayanan bu söylencenin sonradan uydurulduğu belli olsa da mübadele döneminde Hristiyan varlığı bulunmayan kentin söylencelerinde en eski yerleşimle Rumların özdeşleştirilmesi yerli halkın İslamlaşması hakkında fikir vermektedir.
[24] Helkeme adıyla da bilinmektedir.
[25] Rumca yaygın bir aile adı olan Katsenos ile ilişkili olabilir.
[26] Gümüşhane ili Kürtün ilçesine bağlı Gündoğdu köyünün eski adı Harıt ile isim benzerliği dikkat çekicidir.
[27] Yunanca gonia (γωνία) “açı” kelimesiyle ilişkilidir. Ayrıca Bkz. Apsarus, Gönye
Kozcağız Ahmetler Halk dilinde amatlar diye geçer Kozcağız da Halk dilinde kocvaz diye geçiyor bunun da araştırılması gerekiyor Halk dilindeki kocvaz ne anlama geliyor ve de amatlar ismi nerden geliyor
vaz’ / وضع
(Çoğulu: Evza’) Koyma, konulma. Bırakmak. Atlamak. Tayin etme, belirtmek. Duruş, hareket, tarz.
Koyma, yerleştirme.
Koyma.
Koyma, konulma. (Arapça)
Bırakma. (Arapça)
Atama. (Arapça)
Durum, konum. (Arapça)
Vaz’ etmek: Koymak. (Arapça
Goç da koç dur
Goçvaz koç yayilan birakılan yer demektir
Ayrica koylerdeki eski ismi zerzene dir oda zerzevat alinan yer olduğu için dir